Mustafa Kıranatlıo

KITAP OKUMAK

Boş zamanlarımda kitap okuyarak kelime hafızamı geliştiriyorum. Gezi, din ve çocuk geliştirici kitapları okuyorum.

SPOR

Özellikle basketbolla profesyonel olarak ilgileniyorum.

ALIŞVERİŞ

Alışveriş yaparak kendime değer verdiğimi hissediyorum ve sık sık alışveriş yapıyorum. Özellikle oud parfüm ve esans tutkunu.

FARKLI KULTURLER

Yurtiçi/yurtdışı geziler yapmayı çok seviyorum. Bu sayede farklı kültürler görüyorum. Kendimi geliştirmeme ve düşüncelerimi ilerletmeme katkı sağlıyor.

DİL BİLGİSİ

Benim için her yeni bir dil, yeni bir Mustafa keşfidir. Her dilin yöresi, bakış açısı bazı olayları farklı olduğundan kendimi her farklı bir dil bildiğimde düşüncemin daha iyi geliştiğini fark ediyorum.

KİTAPLARIN BAKIŞ AÇISI

Boş vakitlerimde mevcut bulunduğum kültürde Hristiyanlık, Müslüman ve Yahudilikle ilgili önemli tezler yazıyorum. Özellikle İncil, Kuran ve Tevrat okumaktan çok hoşlanıyorum.

2013 - Günümüz

Mustafa internet ile 6. sınıfta tanıştı. Bu zamana kadar herkes gibi dizilerle büyüyen normal bir çocuktu. Babası ona telefon aldı. Devamında ise "mbasic.facebook.com" populeritesiyle internette surf yapmanın çılgınlığıyla buluştu. Genç yıllarında teknolojiyle buluşmuştu. Ufak telefonlardan websitelere yeni çıkmış GPRS 2G teknolojisiyle APN ayarlarını değiştirerek belirli byte kadar internette paket olmadan dolaşılabiliyordu. Mustafa telefonuyla internette özgürdü. Akabininden arkadaşlarıyla internet kafenin müptelası olmuştu. Okullardan kaçıp boyunu aşmayan 2 basamaklı duvardan atlayıp her sabah soluğu internet kafede alıyor, internet kafe açılmadan önce önünde kafe sahibi Güneş abiyi soğuk havada bekliyordu. Bir yerlerden tasarruf etmek isteyen genç Mustafa, popüler internet kafede bir şekilde sınırsız internete sahip olmuştu. Bundan sonra artık imkanı vardı. İnternet kafeydi. Zamanını arkadaşları gibi boş oyunlara harcamayı sevmedi. Herhangi bir promosyon çıksa bunu kullanıyordu. McDonalds her siparişten sonra anket yapana dondurma ve ücretsiz menü veriyordu. Bunları Türkiye piyasasında kimse anlamıyor ve görmüyordu. Bunlar öğrencilik zamanında onun için en zengin yemeklerdi ve bunu kendisi kazanıyordu. Facebookta gruplara kaydoldu ve internetle ilgili durumları kurcaladı. O zamanların ve günümüzün ünlü ismi Mark Zuckerberg, bu kadar ünlü değilken yaptığı algoritmaları birebir takip etti. Facebook liste zamanlarında, insanlar listelerine abone oldurtuyordu. Listelerine ekledikleri herkese listenin takipçisi kadar takipçi gelmesi üzerine hedefi o zamanın en popüleri Facebookta liste oluşturup diğer liste sahipleriyle karşılıklı listelere insanlar alarak işbirliği yapmaktı. Eski Facebookta tabi ki takipçi değil abone deniyordu. Liste sanki bir grup gibi, grup takip ediliyordu ve listelere eklenen kişilerin yeni gönderileri listelerde görünüyordu ve o zamanlarda listenin kaç takipçisi varsa listeye ekli olanlara Facebookta abonesine ek olarak ekliyordu. Öğrenci olduğu için imkanları kısıtlıydı. Kiminin yüksek takipçili listeleri vardı ama yine de güvenlik açığı uzmanı yolunda merak ve istek uyandırdı. Kendine ufak 5000 abonelik bir liste oluşturdu. Türkiye pazarında belirli birkaç kişi vardı. Onlar da teknolojiyle çok ilgilenen kişilerdi. Karşılıklı ekleştiler ama herkes yarış içerisindeydi. Daha 10 yaşında bile değilken Facebookta yabancıları bulmuştu. Bildikleri birkaç kelime vardı. "add me fast", "done" tarzında. Kısa ve öz. İngilizceyle ve yabancılarla konuşmaya başladı hatta yabancıları, en büyük liste sahiplerini ikna edip listelerine ekletti. Abonesini milyonlar yapana kadar devam etti. Sosyal medyanın gerçekten de patronuydu. Yıllar geçti Instagram açıldı. Bu sistemi çok merak etti. İnternet kafede derin araştırmalarla kendine takipçi paneli kurdu. Havuz sistemleriyle insanlar birbirlerini takip ediyorlardı. Herkes bu sistemi çok seviyor ve kullanıyordu. Bu işe ticari olarak girmemişti ama yıllar sonra ticareti SMM, sosyal medya marketi olarak yapılmaya başlandı ve piyasaya Instagram takipçi sağlayıcısı olarak isim yazdırdı. Daha 18 yaşında değilken ticarete girdiğini fark etti. İban numarası yoktu. Her gün atmye giderek cep telefonuna gelen havaleyi çekiyordu ve bazen sınıra takılıyordu. Babasına bu durumlardan bahsetti ve önünü açtı. Kendisi için iban hesabı oluşturup liseye ara verme kararına saygı duydu.

İşleri daha da profesyonelleştirerek kendi verimerkezini açarak sunucularla beraber çipler yönetmeye başladı. Şu anda çip, usb ve küçük antenlerle elektronik SIM'ler yöneterek proje çalışmaları yapıyor. Liseyi bıraktığında yurtdışı için hazırlandı. 19 yaşındayken ilk ülkesi 2022 Şubatta Ukraynaya vardı. Tam gittiği ve yerleştiği sırada savaş başladı. Bu korkunç olaydan dolayı Kiev'den (bir sürü hikayelerle) ayrılmayı başardı. Savaştan dolayı Romanya'ya yürüyerek sınırdan geçti. Daha sonrasında Türkiye'ye dönüp soluklandı. Ardından birkaç ay geçti ve 19 yaşında tekrardan yollara atıldı. Belarus, Polonya, Almanya, Avusturya, Slovakya, Dubai, Gürcistan, Moldova ülkelerini ziyaret etti. En son ise Polonyada bir süre yaşamaya karar verdi. Bu sırada arkada projenin temelleri atılıyordu. Türkcell ve Türk Telekom ile ortak çalışmalarla Türkiye'de proxy ihtiyacının bir bölümünü ele aldı. Amacı yurtdışında kurumsallaşmış proxy şirketleri gibi olabilmek ve Türkiye'de de bunu kendi ekibiyle ismini duyurabilmek. Türk IP adreslerini kaliteleştirmek ve dünyada ağ olarak da utandırmayacak seviyelere getirmek. Özellikle yurtdışına giden milli parayı ülke dışına gitmemesini sağlayıp insanlarımızın yazılım geliştirme konularında ve Ar-Ge projelerinde tercih edebileceği ve onlara layık olabileceğimiz Türk şirket tercih edebilmesidir. Gümrük problemleri ve ürün sevkiyat yavaşlığı nedeniyle şu anda projeye yurtdışında geliştirmek zorunda kalmıştır. Bundan sonra ise her istekte değişen IP istekleri gibi projeler geliştirerek pazarı genişletip Instagrama ve diğer platformlara erişemeyen özellikle Rus pazarını ülkemiz tarafına almak, yurtdışındaki müşterilere bile hizmet sağlama gayesi içerisindedir.